Celtabet yuvalar

16 4 Ancak insanlığın ulaştığı düşünsel ortamda mülkiyet hakkı konusunda farklı yaklaşımlar da vardır. Öyleki, bir eşitlik ve adalet ilkesi olarak kabul edilen, mutlak ve kutsal bir hak sayılan mülkiyetin, adaletsizliğin, eşitsizliğin kaynağı olduğu, insanlara yararlanma hakkı vermediği, aksine, bu hakka sahip olan insanların, diğer insanların bu haktan yararlanma hakkını ortadan kaldırmasına olanak verdiği ileri sürülür. Bu yaklaşımlar da çağdaş hukuk sistemi içerisinde ilgi bulur. Mülkiyet hakkının kullanılmasında toplum yararının göz önünde bulundurulması gerektiği sonucuna ulaşılır. Pek çok ülke anayasasında herkesin mülkiyet ve miras hakkına sahip olduğu, bu hakların, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlandırılabileceği, mülkiyet hakkının kullanılmasının toplum yararına aykırı olamayacağı vurgulanır. Görüldüğü gibi mülkiyet mutlak bir hak olarak verilirken, sınırlandırılabileceği tek alan toplum yararıdır. Ancak kamu yararına uygun olarak sınırlandırılma getirilmesi yaklaşımı, özellikle kentsel planlamada çok önemli bir planlama aracı olabilecek iken, yeterince kullanıldığını söylemek mümkün değildir. Bu noktalardan hareketle bu tezin temel sorunsalı sürdürülebilir kentleşme ve yapılaşmadır. …